35 yaşındaki genç bir kadın, tüm vücuduna yayılan kanserle savaşı verirken, bu zorlu süreçte yaşadığı tecrübeleri ve hissettiklerini paylaşmak için cesaretini topladı. "Sessiz bir katil" olarak tanımladığı bu hastalık, ona ve sevdiklerine birçok zorluk yaşatmış durumda. Kanser tedavisinde kendi hikayesini anlatırken, hem genç yaşta kanserin ne denli sinsi olabileceğine, hem de halk arasında sıkça tartışılan tıbbi verilerle ilgili önemli noktalara dikkati çekiyor.
Hastalıkla ilk tanıştığında, baştan sona acı veren bir sürecin başlangıcını haber alan kadın, başına gelenler karşısında sarsılmış durumdaydı. Gözlemlenen ilk belirtiler, nadir görülen bir kitleyle başlamış ve doktor görüşmeleriyle yalnızca birkaç ay içinde vücudun diğer bölgelerine yayılmış bir kanser teşhisine varılmıştır. Bu noktada, birçok kişi gibi erken teşhis konusunda toplumdaki bilinçsizlikten ve vurgulanan belirtilerin göz ardı edilmesinden dem vuruyor. "Kendinizi iyi hissettiğinizde, fiziksel sorunlarınız varsa, bunu uhdeyle geçiştirmek kolay oluyor. Ama bir şeylerin yolunda gitmediğini hissettiğinizde, belki de geç kalmış oluyorsunuz," diyor. Bunun sonucu olarak yaşanan geç teşhis, yakıcı bir gerçeği gün yüzüne çıkarıyor.
Birçok insan, kanserin sadece yaşlı bireyleri etkilediğine inanıyor. Ancak genç kadın, hastalığın ne kadar kayıtsız ve sinsi olabileceğini gözler önüne seriyor. "Kanser, kimseye sormadan içimize girebiliyor. Kendimden önce tanıdığım herkesin hasta olmadığını düşündüm. Ama sonunda, benim de zamanım geldi," sözleriyle durumu özetliyor. Genç yaşta bu hastalığa yakalanmasının kaygı verici olduğunu belirten kadın, “Hayatımda yapmak istediğim birçok şey vardı, fakat kanser tüm bunları tehlikeye attı” şeklinde kendini ifade ediyor.
Her ne kadar zorlu bir süreç olsa da, genç kadın tüm bunların üstesinden gelmeye çalıştığını vurguluyor. "Kendime olan inancım tam. Hem tedavi sürecimde doktorlarıma güveniyorum, hem de sevdiklerimle olan bağlarımı güçlendiriyorum. Bu süreçte, etrafımdaki insanların desteğiyle kendimi daha güçlü hissediyorum," diyor. Yaşanan bu zorluk, yalnızca bir hastalıkla değil, aynı zamanda yaşam mücadeleleriyle dolu. Bu nedenle, kadınlar için erken teşhisin hayati önem taşıdığını belirtmekte. "Fortebat geçirip geçirmediğinizi bilmek, hayatini bir noktaya bağlayabilmek adına çok değerli," ifadeleriyle meraklı dinleyicilere önemli bir mesaj vermekte.
Erken teşhis ve kontrollerin önemini vurgularken, kanser hastalığı ile savaşmaya çalışan genç kadın, tüm taleplerinin yalnızca toplumda farkındalık oluşturulması yönünde olduğunun altını çiziyor. “Herkesin başına gelebilir. Hiç düşünmediğiniz bir an, hayatınızın en zorlu dönemine girebilirsiniz. Daha fazla insanı bilinçlendirmek için yola çıktım. Hayat birçok zorluğu barındırsa da, birlikte durumu değiştirmek elimizde” diyerek umut dolu bir mesaj veriyor.
Sonuç olarak, 35 yaşındaki kadının sesi, tüm genç bireyler için bir alarm zili çalıyor. Birçok kişi hastalıklarla savaşmadan önce durumu sorgulamakta ve kendini bilgilendirmekten kaçınmakta, fakat bu genç kadının hikayesi, bize kanserle mücadelenin herkesi etkileyecek kadar yaygın, fakat bir o kadar da önlenebilir olduğunu gösteriyor. "Harekete geçmeden durumu kabullenmek, sonucuyla yüzleşmek zorunda kalacağınız bir yolculuğa sizi sokabilir," diyerek, bilincin yayılması amacıyla çağrıda bulunuyor.