Ülkemizin sahil bölgelerinde balıkçılık, hem ekonomik açıdan hem de yerel halk için önemli bir geçim kaynağı olma özelliği taşıyor. Ancak bu yıl av yasağının sona ermesiyle birlikte, balıkçılar için umut dolu bir dönem beklenirken, denize açılma hayalleri tekrar suya düştü. Balıkçılar, karşılaştıkları zorluklar nedeniyle yine de denize açılamadılar. Balıkçılığın durumu ve bu zorlukların altyapısı ise derinlemesine incelenmeyi gerektiriyor.
2023 av sezonunda, beklenen av yasağının bitişi sonraki süreçte balıkçılarda büyük bir heyecan ve umut yarattı. Ancak yatayda süregelen sorunlar, balıkçıların denize açılmak konusunda yaşadıkları sorunları daha da artırdı. Özellikle istihdam, yakıt fiyatlarının yükselmesi, teknelerin bakımı ve yönetmelik değişiklikleri gibi bir dizi zorluk, balıkçıları işlerini sürdürebilmek adına yeni yollar aramaya zorladı. Bu ekonomik baskılar, balıkçıların yerel sucul kaynaklardan yararlanmasını içeren endişeleri de beraberinde getirdi.
Balıkçılar, yaşadıkları zorluklar karşısında ne yapmaları gerektiği konusunda düşünmek zorundalar. Uzmanlara göre, balıkçıların en azından mevcut durumda ayakta kalabilmek için işbirlikçi programlarını artırmaları gerekiyor. Bunun dışında, yakıt maliyetlerini minimize etmek, çeşitli balık türlerine yönelmek ve çevre dostu avcılık tekniklerine geçiş yapmak gibi yöntemler, balıkçıların işlerini sürdürebilmesi adına kritik öneme sahip. Ayrıca, yerel yönetimlerin de balıkçılara destek olmaları ve gerekli teşvikleri sunmaları gerekmektedir. Esas olan, deniz kaynaklarının sürdürülebilir bir şekilde kullanılabilmesi ve bu işin uzun yıllar boyunca devam etmesidir.
Sonuç olarak, av yasağı sona ermesine rağmen, balıkçıların denize açılmasına engel olan birçok faktör bulunuyor. Bu zorlukların aşılması için hem balıkçıların kendi aralarında dayanışma göstermeleri hem de devletin gerekli adımları atması şart. Aksi halde, denizlerimizdeki zengin kaynaklar kaybolacak ve bu durum sadece pazardaki balıkçıların değil, tüm ülkenin ekonomisine olumsuz yansıyacaktır.