İrtikap, genellikle kamu sektöründe sıkça karşılaşılan bir suç türüdür. Özellikle devlete ait kaynakların kötüye kullanımı ve kamu görevlilerinin yetkilerini aşarak kişisel kazanç elde etme amacıyla gerçekleştirdikleri işlemler bu suçun içinde değerlendirilir. İrtikap kelimesinin kökeni, Arapça'dan gelmekte olup, “başkası üzerinde hak iddia etmek” anlamına gelir. Yasal çerçevede ise, irtikap suçu; kötü niyetle bir yetkinin kullanılmasını, kamu yararına olmayan bir şekilde, kendi yararına olacak biçimde kullanma olarak tanımlanabilir.
Türk Ceza Kanunu’na (TCK) göre, irtikap suçu, kamu görevlisinin görevini kötüye kullanarak, görevi gereği sahip olduğu yetkileri kötüye kullanmasıyla meydana gelir. Bu durumda, kamu görevlisi; kendi kişisel çıkarları doğrultusunda, görevini yerine getirmemekte veya görev yapmakla yükümlü olduğu bir durumu, kendi lehine çevirmektedir. İrtikap suçu, alınması gereken bir kararın ya da yapılması gereken bir işlemin, kalkınma hedefleri veya kamu yararına uygun şekilde değil, kişisel menfaatler doğrultusunda gerçekleştirilmesidir. Bu suçun unsurları arasında; öncelikle, failin kamu görevlisi olması, ikinci olarak, yetki aşımı ve en önemlisi; bu yetkiyi kötüye kullanma eylemi yer almaktadır.
Bir kamu görevlisinin irtikap suçunu işlemesi, devlete ve kamuya oldukça büyük zararlar verebilir. Örneğin, bir müfettişin, denetim sırasında elde ettiği bilgilere göre belirli bir kişi veya kurum hakkında haksız yere maddi kazanç sağlaması, irtikap suçunun bir örneği olarak değerlendirilebilir. Bunun yanı sıra, irtikap suçu, kamuoyunda büyük tepki yaratan bir suç türü olduğu için, mahkemeler tarafından da genellikle ceza ile sonuçlanır. Suçun cezası ise, failin ne kadar büyük bir zarara yol açtığına ve eylemin işlendiği şartlara göre değişkenlik göstermektedir.
İrtikap suçu ile ilgili dava süreçleri, Türkiye’de oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Kamu görevlileri, yetkilerini kötüye kullanarak, devlete ait kaynakları suistimal etme eyleminde bulunduklarında, bu durum yargı mercileri tarafından ciddiyetle ele alınmaktadır. İrtikap suçunun tespiti genellikle ihbarlar yoluyla yapılmakta veya denetim süreçleri sonucunda belirlenmektedir. Devletin denetim organları, kamu görevlilerinin yaptığı işlemleri yakından takip ederek, olası irtikap eylemlerini önceden tespit etmeye çalışmaktadırlar.
Dava süreçleri esnasında, kamu görevlisinin eyleminin irtikap olup olmadığı, yapılan incelemeler ve hesaplamalar sonucunda netlik kazanır. Mahkemeler, irtikap suçunu işleyen kamu görevlilerine hapis cezası, kamu görevinden men gibi yaptırımlar uygulamaktadır. Bunun yanı sıra, irtikap suçu nedeniyle devlete zarar vermiş olan kamu görevlileri, devlet tarafından ayrıca tazminata mahkum edilebilirler. Özellikle son yıllarda, kamuoyunda irtikap suçlarına karşı duyarlılığın artması, bu tür suçların önlenmesi için daha fazla çaba gösterilmesine sebep olmuştur.
Sonuç olarak, irtikap suçu; kamu görevlilerinin imkanlarını kötüye kullanarak, kişisel çıkarlar edinmeleriyle ortaya çıkan ciddi bir suç türüdür. Bu suçun yasal yaptırımları, hem kişiyi hem de toplumu doğrudan etkilediği için, savcılar tarafından titizlikle incelenmekte ve mahkemeler tarafından gerektiğinde ağır ceza uygulanmaktadır. Kamu kurumlarının etkin bir şekilde çalışabilmesi, bu tür suçların en aza indirilmesi için sağlanmalı ve toplumsal bilinç artırılmalıdır.