Son günlerde İzmir'de gündeme bomba gibi düşen bir uygulama, öğrenci indirimlerine yönelik 30 yaş sınırının getirilmesi oldu. Bu yeni düzenleme, hem kamuoyunda hem de sosyal medyada geniş yankı uyandırırken, gençlerin ve öğrencilerin hakları üzerine tartışmaları da beraberinde getirdi. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin, esnafın sürdürülebilirliği adına böyle bir karar aldığı belirtiliyor; ancak pek çok gencin itirazı var. Öğrenci indirimlerinden faydalanmak isteyen 30 yaş ve üzerindeki bireylerin, bu indirimlerden yararlanamayacağı duyrulunca, birçok genç bu durumu adaletsizlik olarak değerlendirmeye başladı.
İzmir'deki yeni düzenlemenin arkasında yer alan gerekçeler; esnafların Covid-19 pandemisi sonrası yaşadığı zorluklar ve sürdürülebilir bir ekonomik model oluşturma ihtiyacı. Ancak, birçok genç için bu durum ayrı bir mağduriyet anlamına geliyor. Öğrencilik hayatı sadece üniversite ile sınırlı değil; birçok genç, yüksek lisans veya uzmanlık eğitimi gibi süreçlerde de öğrenci kimliğini sürdürmeye devam ediyor. Fakat, 30 yaş sınırı onların bu haklarından mahrum kalmalarına sebep oluyor. Gençler, eğitimlerini devam ettiren bireyler olarak bu indirimlerin kendilerine de uygulanmasını talep ediyor.
Öğrenci indirimine getirilen yaş sınırı, sosyal medya platformlarında geniş bir tartışma konusu haline geldi. Gençler, çeşitli hashtag'ler ile bu durumu protesto ediyor ve adalet çağrısında bulunuyor. "30 yaşındakilere ceza", "Eğitim öğrencisi yaşlı mı olur?" gibi başlıklarla paylaşımlar yapan kullanıcılar, bu uygulamanın yanlışlığına dikkat çekiyor. İzmir'de yaşayan birçok genç, kendileri gibi düşünen bireyleri bir araya getirerek sosyal medyada destek kampanyaları başlatmış durumda. Bu durum, gençlerin sesini duyurması adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden henüz resmi bir yanıt gelmedi ancak konunun ne kadar hassas ve halkın gözünde ne denli önemli olduğu göz önünde bulundurularak alınacak kararın dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerekiyor. 30 yaş sınırının getirilmesinin eğitim hayatını olumsuz etkilediği ve birçok genç için eşitlik ilkesine aykırı olduğu gibi durumlar, bu tür kararların gözden geçirilmesini gerektiriyor.
Yanlış bir karar alındığında, toplumun farklı kesimlerini etkileyebilecek sonuçların doğması kaçınılmazdır. Bu bağlamda, İzmir, öğrenci indirimlerini sürdürülebilir bir şekilde desteklemenin yollarını ararken, yaş sınırı uygulamasının bir revizyona tabi tutulması gerektiği düşünülüyor. Ülkemizde gençlerin eğitim alabilmesi ve ekonomideki yeri üzerine yapılan çalışmaların da bu tür kararlarla sarsılmaması oldukça önemlidir.
Söz konusu uygulama üzerine daha fazla tartışma ve polemik yaşanırken, İzmir'deki öğrencilerin yanı sıra genç profesyoneller de bu tartışmaya katılarak, indirim hakkının kimlikten bağımsız bir şekilde her zaman ve herkese açık olması gerektiğinin altını çiziyor. Öte yandan, 30 yaş sınırının amaçladığı ekonomik denge ve adalet ilkelerinin sorgulanması, toplumda birlik ve beraberlik adına da büyük bir ihtiyacı ortaya çıkarıyor. Tüm bunlar, gençlerin sadece ekonomik olarak değil, eğitimsel olarak da desteklenmesi gereken bir dönemi işaret ediyor.
Bundan dolayı, İzmir özelinde başlayan bu tartışmanın, tüm Türkiye çapında duyulması ve benzer uygulamaların tekrar gözden geçirilmesi gerektiği kanaati oluşmaktadır. Öğrenci kimliği taşıyan herkesin eşit haklara sahip olması gerektiği gerçeği, bu tür uygulamaların yeniden müzakere edilmesi açısından önem arz ediyor.